İçeri girdim. Masanın üzerinde bir paket vardı. Paket hemen
dikkatimi çekti ve heyecanımı arttırdı. Hemen masaya yöneldim, küçük
yazıhanemde ona ulaşmam zor olmadı. Üstünde beklediğim gibi “Gazeteniz” yazısı
vardı. Ah, cânım gazetem. Beni bir an terk ettiğini sandım.
“Talihlimiz belli oldu. O.A. isimli abonemiz büyük ikramiyemizin sahibi
oldu. Kendisine keyifli harcamalar dilemekle birlikte bir an önce Nizamettin
Bey’e danışmasını önemle rica ediyoruz”
Ooo rica etmişler. İtimat etmek gerekir. Vakit kaybetmeden
Nizamettin Bey’in sayfasını incelemeye koyuldum.
“K.B isimli değerli okurumuz ruh hastası mıyım diye bana başvurdu. Başvuru
konusu oldukça ilgimi çekti. Fahişe rumuzunun kullanman da ayrı bir takdire
şayandır.
Yalnız olduğundan söz etmişsin, yalnızlığın sana korku verdiğini, bu
yüzden insanlara sığındığını,sığınırken de kişilerin kötü emellerine alet
olmuşsun. Bu, son derece trajik bir
vaka. Bu durumun zamanla para karşılığından insanlarla ilişkiye girmene
dönüşmüş; fakat aradığının para değil de aşk olduğunu kimseye belli
edememişsin. Belli etsen de tam algılayamamış o kişi. Sürekli yanına gittiğin
biriymiş üstelik.
Senin de evlenip yuva kurma isteğin, henüz küçük yaşlarda sığındığın
pislikler tarafından elinden alınmış. Çok istediğin, anne olma duygusunu; bu
duygu sana, istemediğin ve seni zorla ele geçiren bir erkek tarafından
bahşedildiği için annelikten ve bebeğin vazgeçmişsin. Kürtaj olmanı engellemek
isteyen baba(biyolojik olarak, normalinde bir hayvan) ve hayvan erkanlarından
birkaç kişi ‘ölecekse anne ölsün, bebeğin suçu ne?’ gibisinden söylemlerde
bulunmuş.
Merak etme çocuğum
Bu hayvan sürülerine aldırış
etme. Sen ruh hastası falan değilsin. Esas ruh hastası onlar. Ve ben inanıyorum ki; zorla ele geçirilen bir
kadına bırakılan tohumlarla beliren çocuğu, anneliği çok istemene rağmen kabul
etmemen kararlı bir duruştur. Her bakışında sana o kabus dolu anları hatırlatacak
bir bebeğe nasıl annelik edebileceğini, o hayvanların hiçbiri düşünemeyecektir.
Ben inanıyorum ki senin kürtaj kararına karşı çıkan bu zihniyetlerin anneleri, onlara günümüzde
hamile olsalardı ve ileride böyle
çocuklarının olacağını bilselerdi, kürtaj yasağını ilk onlar delerlerdi.”
Hayır, hayır çocuklarda hiçbir sorun yok. Büyükleri yok
etmek lazım, komple hepsini öldürmek lazım. ilk önce de beni. Beni öldürmek lazım, sevdiği kadını anlamayan
adamı, beni öldürmek lazım.
O an, bir sonraki günde cevabını almak umuduyla Nizamettin
Bey’e uzun bir mektup yazdım.
“Rumuz: katil
Ben, sevdiği kadının katiliyim Nizamettin Bey. Yalnızım, kendimi yalnızlığa sürükledim. Bu
benim tercihim, dedim. Hani süt sevmezsiniz
de sütlaç yersiniz ya; onun gibi yalnızlığı tercih eden hep benim.
Yalnızlık yüzünden, çocukluğumu, gençliğim hepsinin katili benim…”
Yazdım da yazdım, sonra da mektubu katlayıp posta kutuma
attım. Sanırım burada da alırlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder