belki

senin aynadan gördüğünü ben "dıvardan" görürüm. Oğuz Atay- Babama Mektup

29 Ağustos 2013 Perşembe

GECEDE YAŞAYANLAR-9. BÖLÜM

İçeri girdim. Masanın üzerinde bir paket vardı. Paket hemen dikkatimi çekti ve heyecanımı arttırdı. Hemen masaya yöneldim, küçük yazıhanemde ona ulaşmam zor olmadı. Üstünde beklediğim gibi “Gazeteniz” yazısı vardı. Ah, cânım gazetem. Beni bir an terk ettiğini sandım.
“Talihlimiz belli oldu. O.A. isimli abonemiz büyük ikramiyemizin sahibi oldu. Kendisine keyifli harcamalar dilemekle birlikte bir an önce Nizamettin Bey’e danışmasını önemle rica ediyoruz”
Ooo rica etmişler. İtimat etmek gerekir. Vakit kaybetmeden Nizamettin Bey’in sayfasını incelemeye koyuldum.
“K.B isimli değerli okurumuz ruh hastası mıyım diye bana başvurdu. Başvuru konusu oldukça ilgimi çekti. Fahişe rumuzunun kullanman da ayrı bir takdire şayandır.
Yalnız olduğundan söz etmişsin, yalnızlığın sana korku verdiğini, bu yüzden insanlara sığındığını,sığınırken de kişilerin kötü emellerine alet olmuşsun. Bu,  son derece trajik bir vaka. Bu durumun zamanla para karşılığından insanlarla ilişkiye girmene dönüşmüş; fakat aradığının para değil de aşk olduğunu kimseye belli edememişsin. Belli etsen de tam algılayamamış o kişi. Sürekli yanına gittiğin biriymiş üstelik.
Senin de evlenip yuva kurma isteğin, henüz küçük yaşlarda sığındığın pislikler tarafından elinden alınmış. Çok istediğin, anne olma duygusunu; bu duygu sana, istemediğin ve seni zorla ele geçiren bir erkek tarafından bahşedildiği için annelikten ve bebeğin vazgeçmişsin. Kürtaj olmanı engellemek isteyen baba(biyolojik olarak, normalinde bir hayvan) ve hayvan erkanlarından birkaç kişi ‘ölecekse anne ölsün, bebeğin suçu ne?’ gibisinden söylemlerde bulunmuş.
Merak etme çocuğum
 Bu hayvan sürülerine aldırış etme. Sen ruh hastası falan değilsin. Esas ruh hastası onlar.  Ve ben inanıyorum ki; zorla ele geçirilen bir kadına bırakılan tohumlarla beliren çocuğu, anneliği çok istemene rağmen kabul etmemen kararlı bir duruştur. Her bakışında sana o kabus dolu anları hatırlatacak bir bebeğe nasıl annelik edebileceğini, o hayvanların hiçbiri düşünemeyecektir. Ben inanıyorum ki senin kürtaj kararına karşı çıkan bu  zihniyetlerin anneleri, onlara günümüzde hamile olsalardı ve ileride  böyle çocuklarının olacağını bilselerdi, kürtaj yasağını ilk onlar delerlerdi.”

Hayır, hayır çocuklarda hiçbir sorun yok. Büyükleri yok etmek lazım, komple hepsini öldürmek lazım. ilk önce de beni.  Beni öldürmek lazım, sevdiği kadını anlamayan adamı, beni öldürmek lazım.
O an, bir sonraki günde cevabını almak umuduyla Nizamettin Bey’e uzun bir mektup yazdım.
“Rumuz: katil
Ben, sevdiği kadının katiliyim Nizamettin Bey.  Yalnızım, kendimi yalnızlığa sürükledim. Bu benim tercihim, dedim. Hani süt sevmezsiniz de sütlaç yersiniz ya; onun gibi yalnızlığı tercih eden hep benim.
Yalnızlık yüzünden, çocukluğumu, gençliğim hepsinin katili benim…”


Yazdım da yazdım, sonra da mektubu katlayıp posta kutuma attım. Sanırım burada da alırlardı.

Hiç yorum yok: