Ben, hayatın anlamını yitirmiş bir bireyim. Duygularımın
dahi sömürüldüğü zaman dilimi içinde, kelimelerin birleşip hiçbir ifadeye
ulaşamadığı duygusuzluğumun içinde yüzmekteyim.
Her gün uyumak veya kalkmak, bana bir fayda getirmiyor.
Hayatımın bu zamanına kadar, 24 saatle ıfadelendirilmiş günlerin her saatinde
uykuya dalmış, her saatinde de uyanmış olmama rağmen, yaşadığım günlerde hiçbir
farklılık göremiyorum.
Ne için yaşıyorum sorusuna cevap veremiyorum. Sabah
kalkıyorum, diyelim: işe gitmek için hazırlanıyorum: belki haddimden fazla
uyuduğumdan dolayı kahvaltımdan feragat ediyorum. Geç kalacağım endişesiyle
günün ilk amına koyma eylemine başlıyorum, çoraplarımı ararken. Belki
bulamazsam “Hay yapacağın şeyi sikeyim” diyerek anneme sövüyorum içimden. Ama
evden çıkarken “Allah işini rast getirsin” dediğinde annem, “Sağol” diyerek
çıkıyorum, belki az önce ettiğim küfür yüzünden “Düşüncesizliğimi sikeyim”
diyerek. Sonra otobüs durağına giderken, otobüsün duraktan ayrılışını görüyorum
uzaktan ve “Hay bahtımı sikeyim” diyorum hemen ardından; az önce duyduğum
pişmanlığı unutaraktan.
Sonra beklemeye koyuluyorum, her zaman beklediğim gibi; işe
geç kalmamı engelleyecek yeni bir toplu taşıma aracını. Müstakil araçlar hızla
çıkıyor yokuştan yukarı, toplu taşıma aracı geçmiyor. “amına koyduğumun
otobüsü,” veya “minibüsü” diyorum içimden veya başka şeyler. Sonra
görüyorum otobüsü ya da minibüsü, yine “çok şükür amına koyayım” diyorum; az önce
bunları hiç söylememişim gibi ya akbili basıyorum veya para uzatıyorum.
Geçece bu günler, diyorum, geçecek.
Birbirimizden habersiz
sandığımız bir dünya insanla aynı araç içinde kendimize bakıyoruz; belki hep
bir ağızdan “Geçecek amına koyayım” diyoruz içimizden.
Kimi kitap okurken “Vay amına koyayım” diyor, kimi haberlere
göz gezdirirken “Vay orospu çocukları” diyor, kimi de onu zor durumda bırakan
bir insanı içine alıyor ve sövüyor ona içinden, alıyor intikamını. Fakat
hepimiz rahatladığımızı düşünüyoruz küfrederken.
Önce bir iki gün aynı habere sövüyoruz, sonra hakkın yerini
bulduğuna inanınca “OHHHH!” diyoruz. Önce izlediğimiz bir dizide, işler
istediğimiz gibi gitmeyince haftalarca endişeleniyor, sonra sevgililer
kavuşunca, ilahi adaletin yerine gelmesi için birileri vurulunca, tecavücüler
hapse tıkılınca; normal hayatımızda yaşayamadığımız mutlulukları, televizyonda
gördüğümüz olay örgüsüyle bu dünyada adaletin olduğuna inandırılmanın verdiği hazla derin bir
“OHHHHH!” çekiyoruz içimizden; hatta belki bunun üzerine bir keyif sigarası
yakıyoruz.
Hatta bununla da yetinmiyor, alışkanlığımıın getirdiği itkiyle
“Oh oldu amına koyduğumun çocukları” diyerek taçlandırıyoruz keyfimizi.
Sonra tekrar unutuyoruz.
Ölüm önemsizleştiriliyor.
Küfür sadece komikleştiriliyor.
Benliğimizin yerini hayali karakterler kaplıyor.
Ta ki, gerçek bir olay yine patlak verinceye kadar;
izlediğimiz olaylarla gerçekten karşılaşıncaya kadar; sonra her şeyin
dizilerdeki gibi olacağını zannedere...,
Ben de herkes gibi kendi kanaatimi getiriyorum: suçlu kişiyi
içinden çıkamayacağı zor durumlara düşürüyorum içimden ve az da olsa
rahatlıyorum. Yine aynı şekilde küfürler ediyorum, belki sadece bu sefer dışarı
yansıtıyorum küfürlerimi, diğerleri gibi; ama yine de kendimi kandırıyorMUŞum.
Kendimi onlardan ayıracak gerekçeler sıralamaya çalışıyorum:
lakin,
Pipiden beyinlerin düşünceleri karşısında hangi gerçel
düşünceyle ayakta kalabilirim, bilmiyorum. Sizin ben ananızı sikeyim, desem
rahatlayacak mıydım; veya amına koyduğumun çocukları desem veyahut orospu
çocukları.
Belki böyle böyle, bu ülkenin bu hale gelmesine sebep
olanların amına koyayım, analarını avratlarını diye düzebilirim, düzebilirdim.
Sonra fark ettim ki, rahatlamak, içimi dökmek için sarf
edeceğim tüm ifadelerde ben de birçok kadına; karşıt görüşte olduğumu
düşündüğüm sapıklarla aynı pencereden bakıyor olacaktım. Meğer ben de sinirimi
boşalttığımı zannettiğim her anda, birçok kadına tecavüz ediyormuşum. Ben de bu
ülkede büyüdüm, öyle değil mi; şu an büyümeye devam eden çocuklar gibi.
Bu yüzden bir özür borçlu olduğumu düşünüyorum:
Bu yaşıma kadar ettiğim küfürler için tüm kadınlardan özür
diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder