belki

senin aynadan gördüğünü ben "dıvardan" görürüm. Oğuz Atay- Babama Mektup

25 Ağustos 2016 Perşembe

BUGÜNLEŞTİRİLEMEYEN


Bir gece ansızın; uzun zamandır kafamda geçirdiğim düşünceleri eyleme dökmeye karar verip, yataktan kalktığım anda –çünkü genellikle, biraz sonra açıklamaya çalışacağım fikirlerimi yatakta yatarken geçiririm aklımdan ve bu düşüncelere kapılıp, bunları gerçekleştirmişim edasıyla, uzun süre hayallerime kapılan bedenimin gömüldüğü ve bedenimin izinin oluştuğu yatakta terleyen götümü, çünkü genellikle sırt üstü düşünürüm tüm bunları, hareket ettirip popomun bütünleşen sağ sol loplarını ayırdığımda, tüm bunların düş olduğunun ayırdına varır ve hayal kurmaya alışkın olmayan beynimi aşırı derecede yormuş olduğumdan, üzerime sirayet eden bıkkınlığın tesiriyle uyuyakalırdım- hala demin laf arasında söz ettiğim yorgunluktan kurtulmak için tuvalete gitmeye karar verdim, ki bu da oldukça tekrarlanan bir harekettir; önce “suratıma bir su vurayım, ayılınca işe koyulurum” derken tuvalete gittiğimde –tuvaleti andığım için, orasıyla ilgili ilk eylem insanın içini boşaltmak düşüncesi olduğu için, aslında gelmese bile birdenbire geldiğini iddia eden –beynim iddia edince ya çükümde ya popomda bir hareketlenme oluyor, çünkü işeme veya sıçma ihtiyaçlarından birini veya her ikisini eylemek üzere oturduğum klozette de–yukarıda da belirttiğim gibi birazdan detayını vermeyi arzu ettiğim düşüncelerimi iç dünyamda tekrarlayıp biraz daha zaman kaybettikten sonra, işesem de sıçsam da bunu klozete oturarak yaptığım için her türlü açıkta bırakmak zorunda olduğum götümü’n hafifçe ürpermeye başlamasıyla yine yukarıda söz ettiğim terleyen popomu ayırınca ayırdına vardığım hayal dünyası-‘ndan kendimi sıyırıp, mecburen kirlenen ellerimi temizlerken “ulan yüzümü de yıkayayım” istenciyle suratıma çarptığım sağ bir sol iki avucun birleşmesiyle biriken su miktarının toplamının, ki su genelde soğuk olur, etkisiyle –“ulan ben zaten buraya elimi yüzümü yıkamaya gelmiştim”- anımsaması sonrası, en başta yapmayı tasarladığım şeyin, bir sanrıya dönüşmesi; ve her ne kadar zaten yapmayı düşündüğüm şeyi yerine getirmiş olsam bile, bunu bile isteye değil–yani şunu yapacağım dediğim anda yapmadığım ve bunu unutup başka şeyleri düşündüğüm esnada yapıp, asıl amacımdan uzaklaşmış olmamdan dolayı, bunu yapanın kendim değil, benim bir mübadilim kabul ediyor-ken, tüm bu saydıklarımı harfi harfine yerine getirdiğim halde –genelde her gün tekrarlanıyor bu-; fakat bir keresinde biraz sonra açıklayacağımı iddia ettiğim şeyi gerçekten yapmaya çok yakın hissetmiştim kendimi...
Bugün de onlardan biriydi.

Hiç yorum yok: